Esenyurt’ta motosikletli iki kadının uğradığı şiddet, hem yerel halkı hem de sosyal medyayı sarsan bir olay haline geldi. Bu korkunç saldırı, söz konusu şiddetin boyutlarını gözler önüne sererken, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunu da yeniden gündeme taşıdı. Olay, Esenyurt’un en işlek caddelerinden birinde yaşandı ve iki kadının yaşamı üzerinde derin etkiler bıraktı. Olayın detayları medyada yer alırken, kardeşlik, dayanışma ve toplumsal cinsiyet konusunda farkındalık yaratma gerekliliği de açık bir şekilde ortaya kondu.
Geleni geçeni, kutuplaşmış bir ortamda yıllardır süregelen bir gerilimle bağdaştıran toplumsal dinamikler, Esenyurt’ta motosikletli iki kadının yaşadığı korkunç olayı körüklemiş olabilir. İddiaya göre, iki kadın, gün içerisinde kendi işlerine gitmek amacıyla motosikletleriyle yola çıktıklarında, bir grup adamın saldırısıyla karşılaştılar. Olay yerine gelen görgü tanıkları, kadınların öncelikle hakaretlere maruz kaldığını, ardından da fiziksel şiddete uğradığını belirtmektedir. Saldırı anında, kadınların yaptığı tek şey yolda yürümek ve motosiklet kullanmaktı.
Görgü tanıklarının verdiği bilgilere göre, saldırganlar kadınların motosikletlerini durdurmasını isteyerek onlara bağırdılar. İlk başta karşılaştıkları bu tehditler, kadının bir şey söylemesiyle daha da büyüdü. Motosikletli kadınlardan biri, bunun üzerine onları görmezden gelip yoluna devam etmek istedi ama ne yazık ki bu, saldırının fitilini ateşledi. Adamlar motosikletin peşinden koşarak durdurdu ve burada yanlış anlaşıldığını dile getiren kadınlardan birine şiddet uygulamaya başladılar. Birkaç kişi çok kısa süre içerisinde zor durumdaki kadınlara saldırarak fiziksel olarak darettiler.
Olayın ardından sosyal medya, Esenyurt’taki bu dayanılmaz şiddet eylemine yönelik tepkilerle çalkalandı. #KadınaŞiddetSonBulacak etiketi altında paylaşım yapan kullanıcılar, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadına yönelen şiddetin sona ermesi gerektiğini vurguladı. Bu tür olayların yasalar çerçevesinde sıkı bir şekilde takip edilmesi ve faillerin cezasız kalmaması için kamuoyunun bilinçlenmesi çağrısı yapıldı. Birçok sosyal medya kullanıcısı, kadınların yaşam alanlarının kısıtlanmasına dayanan saldırılara karşı toplumun sesini yükseltmesi gerektiğinin altını çizen paylaşımlar yaparak bu tür vakaların önüne geçilmesi için bir mobilizasyon hareketi başlattı.
Olay, sadece iki kadının başına gelen bir utanç değil, aynı zamanda tüm toplum için bir yüz karası. Bu nedenle, bütün bireylerin bu duruma karşı duyarlı olması, değişimi tetiklemesi ve kadına yönelik şiddeti kabul edilemez bir davranış olarak telakki etmeleri gerektiği unutulmamalıdır. Kadına uygulanan şiddet, sadece bir kadın meselesi değil, toplumsal bir sorundur ve bu sorunun üstesinden gelmek için hep birlikte mücadele edilmesi gerekmektedir.
Esenyurt’taki bu üzücü olay, toplumda derin yaralar açmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda da önemli bir tartışma ortamı oluşturdu. Kadınların, erkekler gibi her türlü sosyal alanda özgürce hareket edebilmesi için atılması gereken pek çok adım var ve bu konuda toplum genelinde bir seferberlik şarttır. Herkesin bu konuda hassas davranması ve kadınların yanında durarak haklarını savunması gerekmektedir. Kadınlara yönelik sadece fiziksel değil, psikolojik şiddet önlenmeli ve adalet sağlanmalıdır.
Bu olay sonrasında, kadınların özgürce sosyal yaşama entegre olabilmesi için yine topyekûn bir bilince ulaşılması gerektiği açık bir hale gelmiştir. Uzun vadede sağlanacak olan toplumsal cinsiyet eşitliği, bireylerin eşitliğini de beraberinde getirecektir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi sadece yasal düzenlemelere değil, bireylerin ve toplumun farkındalığına yönelik eğitime de bağlıdır. Esenyurt’ta yaşanan bu olay, sadece bir başlangıç olarak görülmeli ve kadına yönelik tüm şiddete karşı durulmalıdır.