İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, son dönemlerde Gazze'nin insani durumuna ilişkin yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" ifadeleri, dünya genelinde tartışmalara neden oldu. Ancak bu iddialar, gerçeklerle ve bölgeden gelen tanık ifadeleriyle büyük bir çelişki içinde. Gazze'de yaşayanların yaşadığı zorlukları gözler önüne seren raporlar ve kişisel tanıklıklar, Netanyahu’nun söylemlerinin ne kadar uzak bir gerçeklikten kaynaklandığını gözler önüne seriyor.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, Gazze'de 2 milyon insan yaşamaktadır ve bu insanların büyük bir kısmı insani kriz içindedir. Yerel kaynaklar, gıda güvenliğinin tehdit altında olduğunu bildirmekte ve sıklıkla temel gıda maddelerine erişim sağlamanın zorlaştığını vurgulamaktadır. BM raporlarına göre, Gazze'de yaşayanların %80'inden fazlası insani yardıma muhtaçtır. Ayrıca, bölgedeki işsizlik oranı %50 civarındadır; bu da ailelerin temel ihtiyaçlarını karşılamasını son derece zorlaştırmaktadır.
Netanyahu'nun açıklamalarında dile getirdiği "açlık" konusuna dair gerçekler, sağlık kuruluşları ve sivil toplum örgütleri tarafından da desteklenmektedir. Örneğin, Gazze'de 2023 yılı itibarıyla yapılan araştırmalarda, çocukların %25'inin yetersiz beslenme sorunuyla karşılaştığı öne sürülmektedir. Bu durum, çarpıcı bir şekilde Netanyahu'nun ifadesinin arkasındaki zayıf gerçekleri ortaya koyuyor.
Gazze'de yaşayan birçok kişi, şartların her geçen gün daha da zorlaştığını ifade ediyor. Sivil toplum aktivistleri ve yardım kuruluşları, halkın yaşadığı zorunlulukları gözler önüne seriyor. "Bir çiftçi olarak ekim yapmam mümkün değil, malzemeler çok pahalı ve gıda ürünlerimizi pazara çıkarma imkanımız kalmadı" diyen bir Gazze sakini, bölgedeki ekonomik sıkıntıya dikkat çekiyor. Açıklamalarının yanı sıra, birçok kişi, yarı aç geziyor ve iş bulmakta zorlanıyor. Gazze'nin çeşitli bölgelerinden gelen tanık ifadeleri, Netanyahu'nun açıklamalarının gerçeklerle çelişen bir propaganda unsuru olabileceğini ortaya koyuyor.
Netanyahu'nun sözlerinin yankı bulmasının yanı sıra, bu görüşlerin bölgedeki insani durumu düzeltme yerine daha fazla çatışma ve ayrışmaya yol açabileceği korkusu mevcut. Uluslararası insan hakları örgütleri, Netanyahu'nun açıklamalarının yanıltıcı olduğunu ve Gazze'deki durumu iyileştirmek adına acil müdahale gerektirdiğini yinelemektedir. “Açlıktan ölen yok” ifadesi, aslında durumu daha az acı verici hale getirmiyor; aksine, dünya kamuoyunun Gazze halkının yaşadığı dram konusunda daha az bilgi sahibi olmasına neden oluyor.
Bölgedeki insani durum, Sivil Savunma ekipleri ve yerel sağlık kuruluşları tarafından yakından izleniyor. Yardım kuruluşları, temel ihtiyaçların karşılanması ve sağlık hizmetlerine erişim konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Ancak, bu çabalar uluslararası yardım ve destekle sınırlı kalıyor. Netanyahu'nun açıklamalarının yanıltıcı olması, bölgedeki insani yardım çalışmalarını engelleyebilir. Bu tür açıklamaların, halkın üzerindeki baskıyı azaltmak yerine daha da artıracağı endişesi, bölgedeki insani durumu gözler önüne sermektedir.
Sonuç olarak, Netanyahu'nun "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" şeklindeki ifadeleri, gerçekte gazete sayfalarını süsleyen bir iddiadan öteye geçmiyor. Gazze'de yaşayan insanların gözünden bakıldığında, bu açıklamalar oldukça soğuk ve gerçeklerden uzaktır. Açıklamaların ışığında, acil yardım ve müdahale gereksinimi daha da belirgin hale gelmektedir. Rakamsal veriler ve tanıkların gerçekleri, dünya kamuoyunun dikkatini çekmeyi başarmalı ve Gazze'deki insani durumun daha fazla göz ardı edilmemesi gerektiği gerçeğini bir kez daha hatırlatmalıdır.