Son günlerde, çeşitli sosyal medya platformlarında oldukça dikkat çekici ve bir o kadar da ürkütücü bir olay gündeme geldi. Üzerinde "büyü var" diyerek insanların kapılarını çalan sahte medyumlar, birçok kişinin hayatını olumsuz etkileyen dolandırıcılık faaliyetlerine imza atıyor. Bu durum, toplumda büyük bir endişeye yol açarken, resmi makamlar da suçlulara karşı etkin mücadeleye hazırlanıyor. İşte sahte medyumların sır dolu dünyası ve insanların nasıl kurban haline geldiği hakkında bilmeniz gerekenler!
Günümüzde ruhsal deneyim arayışında olan kişiler, doğru bilgiyi bulmakta zorlanıyor. Bu boşluğu kötü niyetli sahte medyumlar kullanarak, insanları kandırmayı başarıyor. Genellikle zayıf ve umutsuz zamanlarında insanları hedef alan sahte medyumlar, çeşitli kulaktan kulağa yayılan hikaye ve efsanelerle kendilerini birer 'uzman' gibi tanıtıyorlar. "İçimde bir güç var", "Bu büyü ile sana yardımcı olabilirim" gibi sözlerle itham edilen kurbanlar, sahte medyumların sözlerine itibar ediyor. Sonuç olarak, bu dolandırıcılar hem maddi hem de manevi olarak insanları mağdur etmekte mahir hale geliyorlar.
Ayrıca, cesurca hareket eden bu dolandırıcılar, genellikle ilk aşamada kurbanlarına sahte bir güven aşılamak için "telepatik" veya "doğaüstü" yetenekleri olduğunu iddia ediyorlar. İnsanların yaşamlarında meydana gelen olumsuz durumlardan şikayet eden veya bir çözüm arayan bireyler, bu tür iddialara kolayca inanmakta. Dolandırıcının uzantıları, sahte medyumun daha da güven işler hale gelmesi için yuvarlak bir hikaye oluşturuyor. Sadece bir danışma seansının ardından, bu insanlar için gerçekten zor zamanlar başlayabiliyor.
Sahte medyumların kurbanı olan insanlar, genellikle yaşadıkları kötü deneyimler sonrası utanma ve korku gibi duygularla baş başa kalıyorlar. Rapor edilen vakalar, dolandırıldıklarını anlaması çok uzun zaman alan, maddi kayıplar yaşayan ve çoğu zaman aile içi ilişkileri bile zarar görebilen bireyleri kapsıyor. Raporlara göre, toplumda bu suretle bir şok ve kaygı durumu ortaya çıkmakta; özellikle psikolojik olarak kötü durumda olan kişiler, dolandırıcılar tarafından daha fazla hedef alınıyor.
Uzmanlar, bunun çözümü olarak toplum bilincinin artması gerektiğini vurguluyor. Sahte medyumların nasıl tanınacağı konusunda farkındalık çalışmaları başlatmaları gerektiğini güçlü bir şekilde savunuyorlar. Aynı zamanda, dolandırıcıların peşinde olan yetkililerin -polis veya hileli dolandırıcılık office- hızlı bir şeklide hareket etmesi ve bu olayları rapor etmesi gerektiğine de dikkat çekiyorlar. Sahte medyumlar ve benzeri dolandırıcılara karşı en önemli silah olan toplumsal dayanışmayı güçlendirmek, bu dolandırıcılığın önüne geçmenin başlıca yollarından biri olacaktır.
Özetle, sahte medyumlar sadece kişilerin maddi güvenliği üzerinde tehdit oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda psikolojik olarak da zarar veriyorlar. Bu nedenle, toplum olarak bilinçlenmek ve olayların üstüne gitmek büyük önem taşıyor. Herkes, ruhsal sorunlarına çözüm ararken daha dikkatli davranmalı ve sahte medyumlara karşı dikkatli olmalıdır. Sonuçta, gerçek bir medyum yoktur. Gerçek bilgi doğrudan iletişim ve destek ile sağlanabilir.